Gri anlamlar ve Fırtınalı havalar

Hepimiz rüzgarlı bir havada yaprağa tutunmaya çalışan su damlacıklarıyız aslında. Savrulmaktan toprağa karışıp yok olmaktan ölesiye korkuyoruz. Bazen tutunduğum yaprağın doğru ağacın yaprağı olduğu bile meçhul. Kimimize geniş yapraklı ağaçlar denk geliyor sarıp sarmalayıp koruyor bizi. Kimimizeyse çam ağacının soğuk keskin yaprakları.. Bende çam ağacına tutunmaya çalışan güruhtayım galiba. Yağmur dindikçe, güneş açtıkça anlıyorum yanlış ağaca tutunup yara bere içinde kalmış su damlası olduğumu. Bazen insanın birtakım çıkarımlar yapabilmesi için birçok yanlış çıkarım yapması gerekiyor. Laboratuvarda deney yapan profesör edasıyla denedikçe deniyoruz. Doğruyu bulup kendi hastalığımıza umut olabilecek miyiz yoksa seneleri yanlış deneyler yaparak elimizde kocaman sıfırlarla mı yitireceğiz meçhul.
  Şimdi yanlış ağaca tutunanların hikayesini yazacağım. Hava yine sağanak yağışlı ve gök gürültülü. Balkanlardan da soğuk hava dalgası varsın gelsin. Eksik olmaz o dalgalar zaten kaybedenlerden. Bilmiyorum tutunduğum ağacın türünü. Tek gözümü açabiliyorum ayazda her yanım kesik farkediyorum. Gözlerimi açabilsem de tutunduğum ağacı terkedip rüzgarlara kendimi bırakmak zor geliyor. En çokta kopmaya cesareti olmayanlar acı çekiyor. Onların zaafları var çünkü zaten 1-0 yenikler. Hele de her yanını kesen yaprağa aşıklarsa, kopamayacaklarına fırtınadan öncede inanmışlarsa.
    Hepimiz çok şey yaşadık. 20 yıl yaşadım bende. Sevdim, sevildim, nefret ettim, nefret eden oldum. Genelde sevilmediğimde sevmedim, nefret edilensem nefret kusmayı tercih ettim. Buraya kadar gemimi yürüttüm de birgün karaya oturdu o gemi. Sevdim sevilmedim. Umursadım umursanmayan oldum. Diğerlerini bildim, gördüm, geçirdim de bu sınav yamandı hemde çalışmadığım yerden. Çok sevdiğimden bir perde indi gözüme kötüleri bile güzel gördüm. Her normal şeyden bi anlam çıkardım siyah anlamlar ve beyaz anlamlar.. Sonra o anlamlar birbirine karıştı, gri gri anlamlar elde ettim. Bu gri anlamlarla ne gitmek için kendime kara asfalt yollar çizebildim, ne de güneşli günler için beyaz bulutlar.. Koskoca gri anlamlarla fırtınalı havalarda kaldım.
    Bekledim. Gün gelir de benim grilerimi alırsın eline, çitileyerek çıkarırsın, bembeyaz anlamlarım olur diye. Yıkanan bembeyaz anlamlarımla pofuduk bulutlar çizersem havada açar dedim. Olmadı. Ben sonra yine bekledim Belki dedim gelirsin ve anlamları çamurlu ayakkabılarınla çiğnersin, simsiyah anlamlarım olur. Bende kendime gitmek için yollar çizerim. O da olmadı. Aslında beni gri anlamlarla yağmurda bırakırken en büyük kötülüğü yaptın bana ama çamurlu ayakkabılarınla anlamlarımı ezmediğin için minnet duymamı bekledin.
   Şimdi ben o grilerle kendime bir bina yaptım, içine girip oturdum. Yalnız yaşıyorum evet. Arada sen uğrarsan böyle camı pencereyi açıp hava aldırıyorsun yalnız daireme huzur doluyor. Gelmediğinde uyuyorum bol bol. Ama genelde kapımı çalıp kaçıyorsun..

Yorumlar

Popüler Yayınlar