Hayata nereden bakmalıyız?

Hepimizin diline pelesenk olmuş bir " geniş perspektiften hayata bakmalı" sözü. Genişlik ne ölçüde bi genişlik, perspektif hangi perspektif irdelemiyoruz. Çoğu kez çok biliyor olmanın mutsuzluğu getirdiğini tecrübe etmiş birisi olarak, cehalet mutluluktur demeyeceğim elbette ama tüm resmi görme gibi bi arzum da yok. Bir anahtar deliğinden bakıyoruz dünyaya. Karşıdan gelen gürül gürül sesten, kısmen görünen su ve yeşillikten tahmin ediyoruz minik kesitin bir dereye ait olduğunu. Elbette emin olmak için anahtar deliğini genişletmemiz lazım ama kapıyı tamamen açmak kesinlikle değil.
  Ayrıntıların önemine inanırım ve tüm resmi görebilenin ayrıntıyı kaybedeceğine. Kapı açılınca artık yıllarca anahtar deliğinden izlediğin kesitin hiç bir anlamı kalmayacak. Çünkü görmediğin, bilmediğin milyonlarca kesiti ezberleme arzusuyla şaşkına döneceksin. Belki de gördüğün manzara hayallerindekini karşılamayacak, hevesini kaybedeceksin. Hiç bir zaman az ile yetinmedim ama fazlasında da gözüm olmadı. Mâkul olan kadarını görmek ve bilmek isterim; anahtar deliğinden her baktığımda hayalimde derenin yanına bir ağaç, bir kuzu, bir kurt çizebilecek kadar da cahil kalmak..
   Mâkul kelimesi akıl kelimesinden türemiştir. Akla inandığım ölçüde mâkul olana inanırım. Mâkul olanı isteyen insan ne anahtar deliğine razı olacak kadar boşvermiş ve gamsız, ne kapıyı bacayı indirecek kadar hırslarının esiridir. Aklı olan maklû bulandır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar